|
||||||||||||||||||||||||||
.
|
||||||||||||||||||||||||||
Herkese merhaba!
Yine karmakarışık duygular
içeren bir yazı bekliyor sizi. Teşekkürler var, sitemler var, avuntular
var, müjdeli haberler var. İlk olarak müjdeli haberimle başlayayım. Dönem
başında Yönetim Çevresi Sekreteryası her üç ayda bir idari puanlamayı açıklayacağını
söylemişti. Gerçekten sözlerini tutarak puanlamayı açıkladılar. Sonuç çok
memnunluk verici, üç aylık dönemin birincisi kulübümüz Şişhane Leo Kulübü.
Hepinize, özellikle yönetim kuruluna teşekkürler. Sevgili kulüp sekreterimiz
ve saymanımızın bu puanlamaya katkıları azımsanamaz. Ödentilerimizi zamanında
yaparak, raporlarımızı zamanında postalayarak işin büyük bölümünü üstlendiler.
Tabii eğitim seminerleri ve diğer puanlı toplantılara tam katılımımız nedeniyle
şu anki birincilik elimizde. Umarım sonraki üç ayda size kötü haberler
vermem. Çünkü bundan sonrasında iş bizlere, kulüp üyelerine kalıyor. Bu
nedenle sizlere biraz puanlamadan bahsetmek istiyorum.
Elbette ki bir kulüp üyesi olmanın yükümlülüğü yalnızca genel toplantılara devam etmekle bitmiyor. Aktiviteler, sohbet toplantıları, diğer kulüp ziyaretleri vs. daha yapılacak birçok iş var. Ancak genel toplantıya dahi mazeretsiz katılmamak bence hoşgörüye layık değil. Toplantılara katılmayarak sadece kendinizi kulüpten mahrum etmiyorsunuz, diğer çalışan arkadaşları demoralize etmenin dışında onların çalışmalarının karşılığını almasını engelliyorsunuz. En azından kulüp genel toplantılarına %100 devam ederek görevinizi bir miktar da olsa yerine getirmenizi istemek sanırım çok fazla şey istemek anlamına gelmiyor. Herşeyi bir kenara bırakalım, var olan arkadaşlığımız ve kulüp içi dostluğun en iyi ortaya çıktığı yerler sohbet toplantılarımız. Bu toplantıların kalabalıklığı da iyi arkadaşlığımızın kanıtı. En azından bu dostluk adına aynı çatı altında toplanmak, eğlenceyi, sevinci olduğu kadar sorunları da paylaşmak bir arkadaşlık gereği değil midir? Sizlere son olarak birkaç tüzük maddesini hatırlatmak istiyorum. Mazeret bildirmeksizin genel toplantıya üç kez arka arkaya veya bir dönemde toplam beş defa katılmamak ve yazılı uyarıya rağmen ödentilerini yapmamak üyelikten çıkarılma nedenidir. Üzülerek söylüyorum ki konu ile ilgili kişilere yönetim kurulu kararı ile gerekli yazılar düzenlenmiştir. Hepimizin gönüllü çalıştığını unutmadan tüzüklerimizin uygulanmasını sağlamanın da görevimiz olduğunu hatırlatırım. Hepinize sevgiler ve iyi niyetiniz için teşekkürler..... 1999-2000 Çalışma
Dönemi Başkanı
Sinem TONGAL
|
||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||
Kışlalı’nın Ardından...
Bu ay, Ekim ayında acı bir şekilde kaybettiğimiz Ahmet Taner Kışlalı ile ilgili bir yazıdan alıntı yapmak istedim. Kaybettiğimiz insanın değerinin anlaşılması açısından uygun gördüğüm bir yazı... Yorumsuz bırakıyorum çünkü okuduktan sonra yorum yapmama gerek kalmadığını anlayacaksınız. Uğur Mumcu’nun katlinin ardından
kaleme aldığı yazıyı, bakın hangi sözlerle bitirmiş Ahmet Taner Kışlalı:
(Milliyet Gazetesi yazarı
Melih Aşık’ın hazırladığı Açık Pencere köşesinden alınmıştır)
Cumhuriyet’in ilk yıllarında dilimizde kullanılan sözcüklerin yüzde yetmişi yabancı kökenliymiş. Dili sadeleştirmek için yapılan çalışmalar sonucunda bu oran yüzde otuza kadar inmiş. Bu yüzdenin çoğunluğunu Arapça ve Farsça’dan gelen ve Osmanlıca olarak tanımlanan sözcükler oluşturmakta. Madem bu sözcükler dilimize yerleşmiş, bunları doğru yerde kullanıp, doğru okumamız gerekmez mi? Bu amaçla, sevgili Ülkü GİRAY, “Yanlışları ve Doğrularıyla Güzel Konuşma ve Dilimize Yerleşmiş Arapça ve Farsça Sözcükleri Okuma Kılavuzu”nda, bu tip kelimelerin kullanılmakta olan 3500 tanesini alfabetik olarak derleyip doğru okunuşlarını hazırlamış. Sizin için, örnek olarak, 3500 tanenin içinden sık kullanılan bazı kelimeleri seçtim. Kısa heceler nokta (.), uzun heceler çizgiyle (-) gösterilmiştir. aciz (..)
|
||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||
İnsan Manzaraları
Bir hastahane odası. İki
yatak ve hayatla ölüm arasındaki çizgide,
“Bugün deniz, dünden daha
durgun. Rüzgar hafif esiyor olmalı.
Bu böyle her gün sürüp giderken,
her gördüğünü anlatıp dururken
|
||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||
Dünden Bugüne Ne Değişti?
Güzelim Türkiye, her geçen günde, her geçen yılda biraz daha ileriye gidiyor! Atamızın dediği gibi; bu ülke geçen her on yılda daha da ilerleyecek, daha büyük hedeflere koşacak. Ancak gelin görün ki geçen sekiz senede hiç bir ilerleme, hiç bir değişiklik yok. Umarım kalan iki senede, geçen sekiz senenin işlerini yapabiliriz! * Mustafa Kemal’e Saldırmanın
Dayanılmaz Hafifliği!
Eğer Türkiye’de bir din devleti kurmak istiyorsanız M. Kemal’e saldırmamız elbetteki tutarlıdır. Eğer, Türkiye’nin bri bölgesini ayırıp ırkçı bir devlet kurmak peşindeyseniz M. Kemal’e saldırmanın elbette tutarlı bir yanı vardır. Ama “çağı yakalama” arayışında görünürken aynı şeyi yapmaya kalkarsanız, belki her garip şeyi yapanlara olduğu gibi bazı dikkatleri üzerinize çekersiniz, ama inandırıcı olamazsınız. Orijinal olabilme uğruna, Atatürk’ü demokrasi karşıtı gösterebilmek için kendi düşüncelerine bilim kılıfı giydirme çabasına girenler var. Bu ülkede Atatürk’ü yıkarak olumlu birşeyler yapabileceğini sananların, kendi küçük dünyaları içinde büyük bir yanılgı yaşadıklarını sanıyorum.” Ahmet Taner
Kışlalı (Cumhuriyet, 8 Mart 1992)
* Köftehor
“Hidayet erip yeni Osmanlı oldu. Marksist ya da Mao’cu iken Atatürk’ü beğenmez, küçük burjuva devrimcisi diye azımsardı; şimdi neo-liberalizmin evrensel ufkunda arabesk kapitalizmin kıtalar ötesi imparatorluğunu kuracağı için ne Anadolu’ya sığıyor, ne de Milli Misak sınırına… Atatürk neymiş? Şaşarım aklınıza! Yukarıdan biri bizimkini telefonla arayınca köftehor kendinden geçiyor, vizyonu genişleyip büyüyor, lafla peynir gemisinin yelkenlerini alabildiğine şişiriyor. İkinci cumhuriyeti kuruyor. Vallahi yetmez. 2.si ne demek… 3.sü, 4.sü, 5.sini kuralım. Vizyonumuz varsa, illizyonumuz da var demektir.” İlhan Selçuk
(Cumhuriyet, 27 Temmuz 1992)
* Hayâsızlığın Faturası
“Bu ahlaksızlığın, bu hayasızlığın, bu soygunun, bu yolsuzlukların bir tepkisi olacaktı, oldu. Bir tarafta bazı televizyonların bazı programları, öbür tarafta çırılçıplak kadın fotoğraflarından başka malzemesi olmayan bazı gazeteler, toplumun bütün ahlâkî değerlerini yıkmak için, ne yapacaklarını bilmeyen sözüm ona ilerici dergiler… Eğlence namı altında hayasız, iğrenç görüntüler, işsizlerin, açların homurtularına, vur patlasın, çal oynasın rezilliğiyle kulaklarını tıkayanlar, devleti soyanlar, soyduklarıyla kalanlar… İlericiliği, çağdaşlığı, lâikliği entel barlarında, televizyon ekranlarında, gazete ve dergi köşelerinde, sadakatsizlik, edepsizlik gibi göstermenin kadın haklarıyla da, insan haklarıyla da hiç bir ilgilsi yoktur. Siz yaşadığınız toplumun kökleşmiş değerlerini hiçe sayacaksınız, sonra tepki gösterenlere şaşıracakınız. Asıl şaşılacak olan sizlersiniz!” Hasan Pulur
(Milliyet, 4 Kasım 1992)
|
||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||
Bu ay bu sayfada, ölümünün
61. Yılında Aziz Atamız M. Kemal Atatürk ile ilgili iki anektodu sizlerle
paylaşmak istiyorum.
Vatan Elden Giderse... Atatürk, Kurtuluş Savaşı
için Anadolu’ya geçtikten ve Erzurum Kongresini yaptıktan sonra Sivas’a
dönmüş; orada ikinci kongreyi açmıştı. Bu sırada lise binasında yatıyor;
toplantılar yapıyordu. En basit ihtiyaçlarını bile temin edecek halde değildi;
bazı geceler sabahlara kadar küçük petrol lambasının cılız ışığında çalışıyordu.
|
||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||
Toplantı Programı
- Açılış. - Türk Bayrağına Saygı Duruşu ve Leo Genel Kuralının Tekrarı. - Konukların Tanıtılması. - Sekreter ve Saymana Söz Verilmesi. - Başkandan Duyurular. - Yemek Arası. - Konuk Konuşmacı - Konu: UFO - Komite Başkanları ve Yönetim Kurulu Üyelerine Söz Verilmesi. - Konuk Konuşmacı - Konu: Doğum Kontrolü - Advisor’a Söz Verilmesi. - Üye ve Konuklara Söz Verilmesi. - Kapanış. Hatırlatmalar - Bu ayki genel toplantımızı 20 Kasım 1999 Cumartesi saat 17.00-19.00 arası Feronya Otel’de İstanbul Leo Kulübü Derneği ile ortak gerçekleştireceğimizi hatırlatırız. - Toplantılarımıza getireceğiniz konuklarımıza kulüp toplantılarımızda sigara içilmediğini hatırlatmanız rica olunur. Bülten Komitesi’nden Duyurular - Aralık ayı bültenini yayınlayabilmemiz için gerekli yazıların, duyuruların ve fotoğrafın 19 Kasım 1999 Cuma akşamına kadar komitemize ulaştırılması rica olunur. - Bülten komitesine döküman ulaştırılması için belirlenen zamanlamalara özen gösterilmesi gerektiğini önemle hatırlatırız. |
||||||||||||||||||||||||||
|